Nüfus, Sosyal Hayat

Edirne: Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfûsu: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 404.599 olup, bunun 210.421’i ilçelerde, 194.178’i köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 6276 km2 olup, nüfus yoğunluğu km2 başına 64 kişidir.

Örf ve adetleri: Edirne tarih boyunca Avrupa ve Asya arasında göç, akın, istila ve sefer yolu üzerinde olduğu için, çeşitli kültürler bu bölgede hakim olmuştur. 1361’de Osmanlı Türklerinin fethiyle, Türk-İslam kültürü hızla yerleşmiş ve diğer kültürler unutulmuş, sadece bazı harabe ve tarihi kalıntıları kalmıştır. Edirne’de Türk-İslam gelenekleri hakimdir.
Kıyafet:
Mahalli kıyafet gittikçe kaybolmakta, sadece düğün, bayram ve folklor gösterilerinde kullanılmaktadır.Yine de köylerde şalvar ve yelve gibi elbiselerin giyilmesi yaygındır.
Yemekleri: Mahalli yemekleri tarhana, badem ezmesi, ciğer sarması, mamzana ve akıtma (mayalı, ince), mantı ve katmer, bakla tavası, çerkes tavuğu, nemse böreği, gözleme’dir.
Türküleri: Göçlere, bozgunlara, yağma ve istilalara maruz kalan mahalli halkın türküleri acı, yanık ve hasretleri aksettirir.Oyunları: Trakya bölgesinin oyunlarıdır. Erkekler kendi aralarında davul ve zurna ile, kızlar kendi aralarında darbuka ile oynarlar. Başlıcaları kasap oyunu, Debreli Hasan, mendil, alaybeyi ve karşılamadır. Oyunlar sona doğru çok hareketlenir.
El sanatları: Ahşap işçiliği, oyma, kakma, boya bezekli çalışmalar çok ilerlemiş ve bu tür eserlere “Edirne-kari” denmiştir.Trabzan ayakları, tavan işlemeleri, sini-sofra altları, dolaplar, çekmeceler sanatkarane şekilde yapılır.Süpürge darısından yapılan süpürgecilik yaygındır. Edirne’nin peyniri, süpürgesi, kokulu ve renkli sabunu, badem ezmesi ve devaimisk ismindeki macun şeklinde helvası meşhurdur.

Kırkpınar güreşleri: 14. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Edirne’nin Kırkpınar mevkiinde güreş şenlikleri düzenlenir. Süleyman Paşanın Rumeli’yi fetihleri sırasında (1346-1358) Anadolu’dan Rumeli’ye geçen Türk askerleri bu bölgede mola verirken 40 er birbiriyle güreşe başladılar. Bu 40 er birbirini yenemedi ve güreşteyken öldüler. Seneler sonra arkadaşları seferden (akınlardan) dönünce arkadaşlarının kabrini ziyaret ettiklerinde soğuk, gür bir pınarın aktığını görürler. “Kırklar pınarı” zamanla “Kırkpınar” olur.Rumeli’yi fetheden kırk şehidi yad etmek için tertiplenen “Kırkpınar Güreşleri” zamanla an’ane haline gelir. 

Yiğitlerin harman olduğu er meydanı Kırkpınar’daki güreşlerde baş pehlivan olarak Aliço, Koca Yusuf, Hergeleci İbrahim,Adalı Halil ve Kurtdereli Mehmet yetişmişlerdir.Avrupa ve Amerika’da bütün rakiplerini yenen Adalı Halil’in kabri Kasımpaşa Camii yanındadır.Her sene güreşçiler, güreşe başlamadan kabrini ziyaret ederler.Adalı Halil, Kırkpınar’da tam 18 sene başpehlivan olmuştur.
 

Allah,Allah, İllallah;
Hayırlar gele inşallah.
Pirimiz, Hamza Pehlivan,
Aslımız, neslimiz, pehlivan.
 

İki yiğit çıkmış meydana,
Birbirlerinden merdane.
Biri here, biri kara,
İkisinin de zarı pare.
 

Alta düştüm diye yerinme,
Üste çıktım diye sevinme.
Alta gelirsen apış,
Üste çıkarsan yapış.

Vur sarmayı kündeden at,
Gönder Muhammed’e salevat.
Seyirttim gittim pınara,
Allah ikinizin de işini onara...


Eğitim: Edirne 1362’den bu yana ilim ve kültür merkezi olmuştur. Okur-yazar oranı %95’tir. Okulsuz köy yoktur. Bazı köylerde ortaokul vardır.İlde 88 ana okulu, 318 ilkokul, 91 ortaokul, 12 lise ve 17 mesleki ve teknik okul bulunur. Tıp Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Meslek Yüksek Okulu, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Keşan Meslek Yüksek Okulu, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Trakya Üniversitesine bağlı kuruluşlardır.

Yetişen meşhurlar: Edirne, tarihi, kültürel bir merkez olarak pek çok büyük meşhurun yetiştiği bir beldemizdir. On altıncı yüzyıl seyhülislamlarından, büyük alim Kemal Paşazade Ahmet Şemseddin Efendi, 1775’te şeyhülislam olan Topkapılızade Mehmet Emin Efendi, Sezai Hasan Dede, 15. asrın ilk yarısının büyük şairi İvaz Paşazade Atayi, meşhur tezkire yazarı Şehi, Şakayik mütercimi Mecdi, İbret-Nümay-i Devlet yazarı Hicri, 17. asrın büyük şairi Cevri; 18. asır tarihçilerinden Örfi Edirne’de doğan, yetişen ve şöhretleri asrını aşan ilim ve sanat adamlarından sadece birkaçıdır.