Tarihten ilginç olaylar

Edirne şehir tarihinin (1300-1994) anlatıldığı Yrd. Doç. Dr. Ratıp Kazancıgil’in kitabında, önemli olaylar tarihleniyor
Kitapta, Edirne’dekileri beğenmeyerek İstanbul’dan odun getirten padişahtan, kente ilk defa fil getirilmesine kadar çok sayıdaki tarihi olay yer alıyor.

Osmanlı İmparatorluğu’na 92 yıl başkentlik yapan Edirne’nin, 1300-1994 yılları arasında tanık olduğu olayların anlatıldığı Yrd. Doç. Dr. Ratıp Kazancıgil’in “Edirne Şehri Tarihi Kronolojisi” kitabı, ilginç olayları da günümüze aktarıyor. Edirne Valiliği tarafından yayınlanan kitapta, 1300’den başlayarak günümüze kadar gelen tarihi olaylar arasında, depremler, su baskınları, kentin uğradığı düşman işgalleri, salgın hastalıklar, padişahların ziyaretleri, tahta çıkma, düğün törenleri, cami ve diğer binaların yapılmaları, yıkımlar, yabancı devlet adamlarının ziyaretleri, idamlarla birlikte çok ilginç ve fazla bilinmeyen olaylar da yer alıyor.

Kitabın önsözünde, olayların tam bir tarafsızlık içinde, dönemlerindeki tüm koşulları göz önünde tutarak, nedenleri ve niçinleriyle, geleceğe aktardığını belirten Kazancıgil, “Genel tarihler yanında bir de önemli kentlerin özel tarihleri vardır ki bunlardan bir bölümü ait oldukları toplumun tarihinde büyük roller oynamış, dönemine damgasını vurmuştur. Osmanlı Türk uygarlığı içinde vazgeçilemez ve inkar edilemez bir yeri bulunan Edirne, bu sayılı kentlerimizin ilk üçü arasında bulunmaktadır” diyor. Edirne tarihinde yer alan ilginç ve önemli olaylardan bazıları kitapta şöyle aktarılıyor:

İstanbul surlarını açmak için kullanılan büyük topu (Şahitop) Fatih’in hesapları üzerine mühendis Muslihiddin ile Sarıca Sekban (Sarıcapaşa) ve Macan kökenli Urben 300 kantar bakırdan döktüler. Top, Cihannüma Kasrı önünde denenip 12 kantar ağırlığındaki mermer gülleyi bir mil uzağa atmıştır.(1452)


Padişah I. Ahmet’in attığı gürz, köşkün üzerinden aşarak saray avlusunun ortasına düşmüştür. Gürzün düştüğü yere uzun bir sütun dikilmiş olup bu nedenle o yere Sırık Meydanı denilmişti.(1605)

Sultan İbrahim, harem halkıyla beraber Edirne’ye gelmiştir. Haseki Sultan Edirne’nin odunlarını beğenmeyince İstanbul’dan hamallar sırtında odun getirilmiş, bu halk arasında dedikodulara yol açmıştı.(1644)

Edirne’de örneği görülmedik bir kış oldu. Kar, yolları kapadı. Halk, evlerini yıkıp odun yerine yaktı. Bir tahta 50 ve bir direk 100 akçeye satıldı. Saray bahçesindeki ağaçlarda kesilip yakıldı.(1657)

İstanbul’da kahvehanelerde tütünün yasaklanması üzerine İstanbul Bostancı Başısı Doçe Mehmet Paşa kahvehanelerin yıkılıp, uymayan kahvecilerin asılması emriyle Edirne’ye gelmiş, emir gereği kahvehaneleri yıktırıp, uymayanları öldürerek İstanbul’a dönmüştür.(1663)

Padişah IV. Mehmet’in önünde hüner gösteren bir canbaz, mesleğini bıraktığı için günde 40 akçe ile müteferrikalığa alındı.(1664)

Acem Şahı tarafından padişahın tahta çıkışını kutlamak için gönderilen elçi, Edirne’ye gelip huzura kabul edildi. Elçi armağan olarak bir fil, beş at, kırkbeş acem katırı, bir mücevherli kaftan ve bir altın kılıç getirmiştir.(1691)

Şeyhülislam Feyzullah Efendi ve oğulları, başlarından yeşil sarıkları alındıktan sonra zindana atılmış, sonradan verilen fetva üzerine buradan çıkartılıp bir hamal beygirine bindirilerek Edirne’nin Pit Pazarı’na getirilip öldürülmüştür. Daha sonra ayak takımından bazıları tarafından ayağına ip takılıp 300 kadar Hiristiyan’nın eline verilmiş ve papazlara ayin yaptırılarak Yeniçeri karargahına getirilmiştir. Bundan sonra cesedi Tunca Nehri’ne atılmış, başı bir sırığa takılıp sokaklarda dolaştırıldıktan sonra o da Tunca Nehri’ne atılmıştır.(1703)

Baltacı Mehmet Paşa Prut Savaşı’ndan sonra Edirne’ye dönmüş ve burada görevinden alınarak Midilli’ye sürgün edilmesi için Edirne Bostancı Başısı’na ferman gönderilmiştir.(1711)


İngiltere’nin İstanbul büyükelçisinin eşi Leydi Montegau Edirne’de uygulanan çiçek aşısı hakkında Edirne’den İngiltere’deki dostlarına mektupla bilgi vermiştir.(1717)

Hindistan elçisi olduğunu söyleyen bir kişi Edirne’ye gelmiş elinde bir belgesi olmamasına rağmen iyi kabul görüp, yolluğu da verilerek memleketine gönderilmiştir.(1717)

Alay Köşkü Meydanı karşısında secdegah yanındaki çeşmede Sadrazam ve Serdar-ı Ekrem El Haç Mehmet Emin Paşa’nın siyaseti (başının kesilmesi veya asılarak idamı) yapılmış, bu çeşmeye Siyaset Çeşmesi adı verilmiştir.(1769)

Kaynak: www.ntvmsnbc.com